Paul McCartney Röportajı: David Frost İle Müthiş Öngörüler

Tarih 15 Nisan 1964. The Beatles ilk filmlerinin çekimlerine başlayalı 2 hafta olmuştur ve Paul McCartney David Frost'un 'A Degree Of Frost' adlı programına konuk olmuştur. Gelecekten, şarkı yazarlığından ve farklı heveslerden bahsedilen bu programda, Paul'ün anlattığı bazı olayların gelecekte bir bir çıkmasıyla, "lan acaba?!" diye düşündürtmekte.
Bu nacizade çeviriyi sunmaktan kıvanç ve tatlıtuğ duymakta, ayrıca röportajı düzenleyip buraya yazarken geri tuşuna basıp bütün veriyi kaybetmemden dolayı kendime küfür ederim...
İyi Okumalar.

DAVID FROST: Paul, burada olman harika ve merak ettiğim tek bir şey var; işlerin sizin için bu kadar iyi gitmesini bekleyip beklemediğiniz. Bir grup olarak başladığınız zaman, işlerin böyle gideceğini tahmin etmiş miydiniz?
PAUL: Hayır. Sahnede olan şeyler hakkında düşünürdük eskiden… hala daha düşünüyorum. İlk başladığımız zaman, Cavern’de çalıyorduk, öncelikle “Hadi bir albüm kontratı kapalım” diye düşündüm. Kaptık da. Albüm kontratını kaptıktan sonra, dedik ki “Hadi bir de hit şarkı kapalım”… İçlerinden birini kaptık.
DAVID FROST: (güler) Duydum da… evet.
PAUL: Yani sahnelerde çaldık biz. Bu kadar büyük olmayı düşünmemiştik yani.
DAVID FROST: Bir numara şarkınızı elde ettikten sonra, bir başka bir numara umdunuz. Sonra ne olacak?
PAUL: Eee, Royal Variety konseri gibi bir şey. Büyük bir şey sayılır. Sonra… sonra ne geldi… Amerika, sanırım.
DAVID FROST: …ki harika bir şeydir.
PAUL: Ve bir film.
DAVID FROST: Sanıyorum ki, diğer her şeyin başarısı gibi filmin başarısının da büyük olması epey yakın. Şimdi eğer öyle olacaksa, bu yılın sonlarında, büyük bir başarı var… Bir sonraki amacınız ne olacak peki?
PAUL: Bilmiyorum. Muhtemelen bir başka film.
DAVID FROST: Peki ya sonrasında ne olacak.
PAUL: (şakadan) Oo, bana sorma… Ben sadece işimi yapıyorum.

(gülüşmeler)

DAVID FROST: Tamamen farklı bir konuda istekleriniz var mı hiç? Demek istediğim, günün birinde başbakan olmak ister misin?
PAUL: (kafasını sallar ve güler) Hayır! Hayır, hiç öyle bir şey istemem. İsterim ki… emekli olayım.

(gülüşmeler)

DAVID FROST: Peki ya ne zaman bu isteğini gerçekleştireceksin?
PAUL: (şakadan) İşlerin gidişine göre, bir kaç yıl sonra falan.

(gülüşmeler)

DAVID FROST: İnsanlar genelde size “Şu sahnedeki The Beatles’tan biri olmanın en iyi yanı nedir?” diye sorduklarında, genelde “para” diyerek alaylı bir şekilde cevaplıyorsunuz. Ama bundan başka ne gibi iyi şeyler var?
PAUL: Zevk aldığınız şeyleri yapabilmek. Herhangi bir sahneye ulaşırken, bir çeşit gücünüz oluyor elinizde. Ve sonrasında yapmak istediğiniz şeyleri talep edebiliyorsunuz. Yani, Brian’a dönüp, falan filan şeyi yapabilir miyiz diye söyleyebiliyoruz… mesela bir film. Ve o da diyor ki, “Şey, deneriz ve yaparız, oğlum”. Böyle de iyi biri, yani.

(gülüşmeler)

PAUL: (güler) Harika biri.
DAVID FROST: Yani güç size her istediğinizi yapabilme yetkisi veriyor.
PAUL: Evet. Yani, bir çeşit debelenen bilinmeyenler kişiler olmaktansa ve asla gücümüzün yetmeyeceği şeyler yapmaktansa, şimdi istediğimiz çokça şeyi yapabiliriz. Olayın en iyi tarafı bu sanırım.
DAVID FROST: Ve müzik yazdığınız zaman… ki John Lennon’la büyük bir anlaşmanız var… çok güzel yazıyorsunuz ve fevkalade yaygın bir üslupta yazıyorsunuz. Bir başka zaman sürecine geçtiğiniz zaman… beş yıl sonra diyelim… aynı deyişte yazacağınızı düşünüyor musunuz? Veya başka türlü bir deyişte mi? Zamanla değişecek misiniz?
PAUL: Sanırım konunun özü, yazdığımız melodiler… (sözlerini hatalı bir biçimde söyler) … her yeyişte, her yeyişten. (seyirciye bakar) Geviş…


(gülüşmeler)

PAUL: (kıkırdar) Sanırım bu sadece aranjman. Örneğin, From Me To You. Eski Ragtime ezgisinde söylenebilirdi… özellikle nakarattan sonraki kıta. Ve yani, herhangi bir üsluba göre yazmıyoruz melodileri. Böylece, beş yıl sonra, melodileri daha farklı şekilde aranje edebiliriz… ama büyük ihtimalle aynı eski zırvalığı yazıyor olacağız!

(gülüşmeler)
DAVID FROST: Bir şarkı yazdıktan sonra onun iyi olduğunu neye göre değerlendiriyorsunuz?
PAUL: Sevmemize göre. Bilirsin, John ve ben. Eğer seversek, o vakit iyi olduğunu düşünüyoruz. Sevip sevmeme karışımı bu… ve hangisi ticariyse… diğer insanların seveceğini düşünüyorsak.
DAVID FROST: Kimse almayıp, sizin hoşunuza gitse de iyi bir şarkı olur mu? Bu size olmadı hiç.
PAUL: Bizim için her zaman iyi. Eğer biz sevdiysek. Ve ayrıca kötü şarkılar hoşumuza gitmez, bunu yapacak kadar aklımız başımızda…
DAVID FROST: Elbette, hayal ediyorum da, size herkes Pop dünyasının kısa ömürlü olduğunu söylüyordur ve “Bu dönem bittiğinde ne yapacaksın?” veya “Bu dönemin biteceğini düşünüyor musun?” diyordur. Bu sizi endişelendiriyor mu?
PAUL: Hayır. Eğer yarın batıversek, daha az umursayamazdım, cidden. Üzücü olurdu, anlarsın ya… ama beni cidden endişelendirmez.
DAVID FROST: Başka bir şey yapmaya geri döner miydin?
PAUL: Bu işi yapmayı özlerdim. Ama sanırım bir başka iş yapmayı da düşünüyorum
DAVID FROST: Ne yapmak istersin?
PAUL: Başka insanlara şarkılar yazmak.
DAVID FROST: Tamamen farklı?
PAUL: Tamamen farklı. Veya… emekli olurum, bildiğin gibi.

(gülüşmeler)

DAVID FROST: Öyleyse, Paul McCartney’in emekliye ayrılmasını izlemek büyük bir zevk olurdu ama bu büyük ihtimalle 2010 yılında falan olacaktır diye düşünüyorum.