Sam Taylor-Wood`un yöneteceği ve ünlü şarkıcının ergenlik dönemine odaklanacak olan Kayıp Çocuk/ Nowhere Boy adlı film, Lennon`ın doğum yeri Liverpool`da çekilecek. Matt Greenhalgh, senaryosunda, Lennon`ın annesinin ölümü üzerine otoriter teyzesi tarafından yetiştirilmesine odaklanmış.
Lennon`ın filmini merakla beklerken bir taraftan da bu haberi fırsat bilip efsane insanın dünyasına girelim istedik. Oyuncu seçimleri devam etmekte olan filmin yönetmeni Taylor-Wood`un, `Lennon`ın hayatının ilk yıllarındaki kadınlar gerçekten onun sonradan nasıl bir insan olacağını belirledi` yorumu da son derece ilginçti doğrusu... Ancak bilinen bir şey vardı ki, o da Lennon`ın ilk gençlik yıllarındaki tek kaçış yolunun müzik, sanat ve daha sonra Beatles`daki grup arkadaşı şarkıcı Paul McCartney ile kaderini belirleyen arkadaşlığı olduğuydu.
AMERİKA ONA KARŞI
John Lennon`ı düşünürken her şeyden önce aklıma gelen kişiliği ve zekası oluyor. Bunu da geçen sene 27. Uluslararası İstanbul Film Festivali`nde gösterilmiş olan ABD John Lennon`a Karşı adlı çarpıcı belgesele dayandırıyorum. Onun yıllarında yaşamamış biri olarak film, hem John Lennon`ı olduğu haliyle görme fırsatı vermiş, hem de bir kez daha Amerika hakkında fikirler vermişti. Belgesel, 66-77 yılları arasındaki, Beatles üyeliğinden kopuş süreci sonrasındaki savaş karşıtı (aslında barış yanlısı demek istiyorum) bir eylemciye dönüşen John Lennon`ı kapsıyordu. Bir İngiliz olmasına rağmen New York aşığı olan ve orada hayatını sürdüren Lennon, paranoyak Nixon yönetimi sırasında ulusal tehlike olarak hedef gösterilmiş ve sınırdışı edilmek istenmişti. Neden mi? Çünkü Lennon insanları yazdığı ve bestelediği müthiş parçalarıyla, katıldığı televizyon programlarında cesur, özgür açıklamalarıyla, peşinde dolanan kameralara verdiği zekice cevaplarla ve yaratıcı eylemleriyle her daim barışa çağırıyor, Vietnam Savaşı`nı sorgulatıyor ve bunu o kadar başarılı yapıyordu ki kitleleri mıknatıs gibi peşinden sürüklüyordu. Bu durum elbette birilerinin muazzam çıkarlarına uygun düşmüyordu. Hiçbir ülke yönetiminin işine gelmez olsa gerek. Özellikle de Amerika`nın.
Belgeseli izlediğimde, film boyunca süren Lennon şarkılarıyla birlikte onun yaratıcı zekasıyla birleştirdiği fırlamalığına, muzipliğine ve farkındalığına şahit olmuş, kendisine bir kere daha hayran olmuştum.
Bir yandan, saçma sapan ve ani ölümüne rağmen dünyaya böyle birinin gelmiş olmasının hazzını duymuş, bir taraftan da yanında durduğu düşünce nedeniyle binbir türlü zahmet çekilen bir dünya düzeninde yaşıyor olduğumuza hayıflanmıştım.
Bizler gelecek hakkında planlar yaparken, `Hayat başımızdan geçenlerdir` diyebilecek kadar gerçeğin farkında olduğu halde iflah olmaz bir hayalperestti John Lennon. Aykırı halleriyle giriş yaptığımız yazımızda, şimdi de bu aykırı adamın hayatına bir göz atalım.
BEATLES SÜRECİ
1940 yılında Liverpool`da dünyaya gelen John`un, ikisi de işçi olan annesi ile babası, o henüz iki yaşındayken boşanıyor ve babasını yirmi yıl boyunca sadece iki kez görebiliyor. John 15 yaşındayken ilk gitarını annesi hediye ediyor: ve o da o günden başlayarak gitarını asla elinden bırakmıyor. Bu sırada Paul McCartney ile tanışan John, daha sonra Beatles tarafından kayda geçirilecek olan ilk şarkısı Hello Little Girl`ü yazıyor.
17 yaşındayken, annesi bir caddede karşıdan karşıya geçerken, bir polis otomobili tarafından eziliyor ve John bu kaza sonrasında teyzesiyle yaşamaya başlıyor.
Paul McCartney`in Lennon`a George Harrison`ı tanıştırmasının ardından, Lennon`ın önceden kurmuş olduğu ve sürekli elemanlarının değiştiği grubu Quarrymen ile ilk demolarını kaydediyor. Bu grup 59`da dağılıyor ve ardından 1960`ta basçı Stuart Sutcliffe`in katılımıyla The Silver Beatles adını alan ekip daha sonra Paul McCartney`in önerisiyle `beat` sözcüğüne gönderme olsun diye adını The Beatles olarak değiştiriyor. Grup daha sonra yanlarına baterist Pete Best`i alarak Almanya`da çalmaya başlıyor. Önce Harrison yaşı hakkında yalan söylediği için ve daha sonra da bir yangın yüzünden Best ve MacCartney de Almanya`dan sınırdışı ediliyor. Fakat bu sırada grup şarkıcı Tony Sheridan`dan bir teklif alıyor ve birlikte çalmaya başlıyorlar. Tony Sheridan and the Beat Brothers olarak Almanya`da listelere girince, grup konserler için tekrar Almanya`ya dönüyor. Hamburg`da verilen son Almanya konseri sonrası Stuart Sutcliffe, Almanya`da kalmaya karar vererek gruptan ayrılıyor ve dörtlü İngiltere`ye geri dönüyor.
Grup İngiltere`ye döndükten sonra, Almanya`da tanıştıkları menajerleri Brian Epstein`la kayıt şirketi aramaya koyulur fakat müziklerinin modası geçmiş olduğu iddiasıyla hiçbir firma tarafından beğenilmezler. En sonunda, gerçekte müziklerinden çok kişiliklerinden etkilenen EMI yetkilisi George Martin ile anlaşırlar. Bu süreçte bir takım problemlerden dolayı davulcu Pete Best gruptan ayrılmak durumunda kalır ve 1962`de gruba Ringo Starr dâhil olur. Böylelikle Paul McCartney bas gitara geçer. Aynı yıl ilk single`ları Love Me Do`yu çıkaran Beatles listelerde 17. sıraya yükseldikten sonra ikinci single`ları olan Please, Please Me ile 2. sıraya kadar yükselir ve aynı adlı ilk albüm 1963`te raflardadır artık... Bu tarih `Beatlemania` adı verilen Beatles çılgınlığının da başladığı zamana denk düşer. From Me To You ise bir numara olan ilk hitidir Beatles`ın.
Bu sıralarda Lennon, Liverpool Art College`da okurken tanışıp beraber olmaya başladığı Cynthia Powell`la ilk evliliğini yapar ve yoğun bir şekilde süren konserler ve turne programları arasında 1963 Nisanı`nda John Charles Julian Lennon dünyaya gelir.
Amerika`ya ilk girişleri I want to hold your hand ile 63 sonlarına rastlar. Bu hit, 10 gün içinde 1 milyon kopya satmayı başarır. İngiltere`de verdikleri 300 konser sonrasında ilk Amerika turnesine çıkar grup. Havaalanına geldiklerinde 3 bine yakın hayranı karşılar dört genci. Ardından da show`lar, televizyon programları... Tüm dünya tanıyordur artık onları. Beatlemania İngiltere`den sonra Amerika`yı da tüm hızıyla ele geçirir.
Can`t buy me love, İngiltere ve Amerika listelerinde zirvelerde gezinirken, A Hard Day`s Night adlı ilk Beatles filmi çekilir. Film iki dalda Oscar` aday gösterilir ve aynı isimli bir de film müziklerinin olduğu albüm çıkar. Ertesi yıl da ikinci filmleri olan Help ve yine aynı adlı film müzikleri...
Okul yılları ve sonrasında özellikle karikatür ve mizaha hep ilgisi olan `on parmağında on marifet` John Lennon, bir taraftan hit şarkılar yaparken, bir yandan da hikayelerinden ve şiirlerinden oluşan ilk kitabı In his own write yayımlanır. Ertesi yıl da ikinci kitabı A Spaniard in the Works...
`İSA`DAN DAHA POPÜLER`
Hem bu kadar ünlü olmak, hem de ayrıksı tavır takınmak elbette birtakım problemlere de yol açacaktı... 1966`da Filipinler`e gittikleri bir sırada devlet başkanının grubu davet etmesinin ve Beatles`ın da resmi davetleri kabul etmediğini açıklamasının ardından ülkeden ayrılırken yanlarına koruma verilmedi ve havaalanında saldırıya uğradılar.
Daha sonra Amerika`daki bir röportajda çılgın çocuk John Lennon o olay yaratacak sözü söyledi: `Beatles şu anda İsa`dan daha popüler.` Her ne kadar espri olsun diye söylenmişse de bu söz elbette dokunduğu konu dolayısıyla toplumun büyük bir kesiminin tepkisiyle karşılaştı. Amerika`da büyük sorun yaratan bu açıklama sonrasında Beatles plakları yakılmaya başlandı.
Daha sonra Amerikan basınına yaptığı açıklamada; `Eğer televizyon İsa`dan daha popüler deseydim muhtemelen yakamı kurtaracaktım. Ben İsa`dan daha iyiyiz, mükemmeliz demiyorum veya karşılaştırmıyorum. Sadece söylediğim şekilde söyledim; ama yanlış bir ifadeydi ya da yanlış algılandı. Hepsi bu. Bunun için üzgünüm. Din karşıtı bir söylem değildi. Hâlâ bu kadar yanlış ne yapmış olduğumu tam olarak anlayamıyorum. Size ne demek istediğimi anlatmaya çalıştım ama benden mutlaka bir özür bekliyorsanız ve bu sizi mutlu edecekse özür dilerim` şeklinde konuşmuş ve zekâsını bir kere daha ortaya koymuştu.
SOLO KARİYER VE YOKO ONO
John Lennon, 1968`de sevgilisi avangard ressam ve `konsept` sanatçısı Yoko Ono`yla kaydettiği Unfinished Music, No.1: Two Virgins albümünü çıkardı. Bu albüm içeriği ve Lennon ile Ono`ya ait çıplak fotoğraflar da elbette birçok tartışmalara neden oldu.
John Lennon Yoko Ono`yla, 20 Mart 1969`da evlendi ve kısa bir süre sonra bu kez The Wedding Album`ü yayınladılar. Give Peace a Chance parçası da bu dönemde yapıldı ve onbinler bu şarkıyı hep bir ağızdan söyledi. 1969 Eylülü`nde Lennon Toronto rock`n`roll festivaliyle yeniden sahneye döndü. Arkasında, Ono, gitarcı Eric Clapton, basçı Klaus Voormann ve davulcu Alan White`tan oluşan Plastic Ono Band çalıyordu.
Bir sonraki ay Lennon ve Plastic Ono Band, eroin bağımlılığına karşı verdiği savaşı anlatan Cold Turkey`yi yayınladı. Bu single Amerika ve İngiltere`de top 10`lara giremeyince, Lennon MBE`yi Kraliçe`ye göndererek, İngiltere`nin Biafra`daki gelişmelerini, Amerika`nin Vietnam`a yaklaşımını ve Cold Turkey`nin kötü liste performansını protesto etti.
Cold Turkey çıkmadan hemen önce Lennon, Beatles`dan ayrılmayı düşündüğünü açıkladı, ama bunu kamuoyuna, menajer Allen Klein`in EMI ile yapacağı görüşmeden sonra açıklamaya karar verdiler. Dünyayı daha yaşanır kılmak için durmadan uğraş vermiş olan asi ruhlu aktivist Lennon, Yoko Ono`yla barış kampanyalarına devam ediyorlardı. War Is Over! (If You Want It) ile billboardları sarsıyorlar, pijama ve gecelikleriyle bir hafta yataktan çıkmayıp yatak barışı ve saç barışı eylemi yapıyorlardı.
Şubat 1970`te bir hafta içerisinde Instant Karma şarkısını yazdı ve bu parça İngiltere ve Amerika listelerinde hit oldu. Bu parçanın hit olmasından iki hafta sonra Beatles üyelerinden Paul McCartney, grubun dağılacağını açıkladı. Lennon da kendi albümü John Lennon/Plastic Ono Band`in tanıtımını Rolling Stones ile birlikte katıldığı ve Beatles`ın çevresinde dönen birçok efsanenin yanlışlığını anlattığı bir söyleşide tanıttı.
1971 yılının başında Lennon New York`a taşındı. Burada top-10 listelerine giren Imagine parçasını yayınladı. Bu parçanın hit olmasının ardından Lennon ve Ono politik aktivitelerde bulunmaya başladılar. Gelişen politik tavırlarının sonucu, 1972 yılının yazında Sometime in New York City albümünü çıkarttılar. Bu albüm tümüyle politik parçalardan oluşuyordu. 1973 yılında Mind Games yayınlandı. Bir yıl sonra da 1974`te Ono`dan ayrılarak Los Angeles`a taşındı ve orada Walls& Bridges albümünü çıkardı. Bu albümden Elton John`un parçası Whatever Gets You Through the Night hit oldu. Ardından 1975 yılında eski rock parçalarını derlediği Rock & Roll albümünü yayınladı.
Daha sonra Lennon ve Ono yeniden birleşti ve Sean adında bir çocukları dünyaya geldi. Bu dönemden sonra artık emekli olduğunu ve iyi bir baba ve eş olmak istediğini açıkladı Lennon. 1980`de Lennon ve Ono`nun ortak çalışması olan Double Fantasy yayınlandı. John Lennon 1980`de müziği bırakmaya karar verdiği sıralarda Queen`in 1980 yılında yayımlanan albümü The Game`den Crazy Little Thing Called Love adlı şarkıyı dinleyince bundan çok etkilendi ve ardından yeniden müziğe dönme kararı aldı...
Tam kariyerinde yeniden yükselmeye başladığı bir dönemde, akli dengesi yerinde olmayan Mark David Chapman adında bir Beatles hayranı tarafından 8 Aralık 1980`de New York`taki dairesinin önünde trajik bir şekilde öldürüldü Lennon.
1984`te sanatçının daha önce yayımlanmamış kayıtlarının yer aldığı Milk And Honey albümü de yayınlandı. 1998`de de dört CD`lik bir Anthology`si yayımlandı.
Lennon vurulduğu anda yanına yaklaşan polis memuru aldığı yaranın bilincini etkileyip etkilemediğini kontrol etmek için adını sorduğunda ben John Lennon, Beatles`ın John Lennon`ı cevabını verdi. Ölüm anında hissettiği bu bütünlük sarsıcıydı...
*taraf